13 Kasım 2012 Salı

YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI


Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgah görür ve keklik satılan tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.

Yavuz Sultan Selim sorar:

-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?

Satıcı:
-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanma...larını sağlar.

Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve
-Ver o kekliği bana! der.

Herkes şaşkınlık içinde napacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:

-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!

23 Ekim 2012 Salı

OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ

Anadolu'da erken dönem boyunca Sufi tarikatla Ahi teşkilatı kuvvetli bir şekilde birbirine
bağlıydı. Zanaatkar Loncaları olarak bilinen bu teşkilat, ağırlıklı olarak esnaflar 
tarafından oluşturuluyordu. Anadolu toplumunda gerçekleştirilen sosyal ve kültürel roller,
Sufi dervişler tarafından sergilenen rollere benzerdi, fakat yaşam tarzları bakımından
lonca (futuvva) teşkilatının geleneğinin alışkanlıkları ve davranışları ile yakın ilişkiliydi. 
Diğer bir deyişle, korumak ve desteklemeye istekli oldukları bir şövalye toplumu 
yaratmaya çalıştılar. Yoldan geçenleri ve muhtaçları tam bir coşku ve mutlulukla
ağırladıkları kendi zaviyeleri vardı. İnsanları tedavi ederken, ırkları, inançları veya 
dinlerini dikkate almadılar. Erken dönem Osmanlı Hükümdarlarının Ahi teşkilatını 
teşvik etmesi ve desteklemesi bu bağlamda açıklayıcıdır. Nitekim, Ahi teşkilatı Osmanlı 
Devleti'nde sosyal bağların sağlamlaşmasında çok önemli bir rol oynadı ve bu da 
siyasi istikrara dönüştü. Orhan özellikle hoşgörünün yayılması ve devleti 
desteklemede her iki grubun da önemli rolü olduğunun farkında olarak, Sufi 
tarikatlarına yaptığı gibi Ahilik teşkilatına da özel ihtimam göstermiş ve desteklemişti. 
Ahi teşkilatlarının faaliyetlerini finanse etmek için vakıflar tayin etmişti.

İslam'ın gerçek hoşgörü ruhunun yayılmasında Ulema'nın rolü son derece önemlidir. Devlet tarafından desteklenen ve koruma altına alınan Sufi zaviyelerinin ve Ahi loncalarının hoşgörünün yayılmasında önemli payı vardı. Ayrıca, Sufi ve Ahi kuruluşları, kültürel çeşitliliğin ve sosyal uyumun yaratılmasına da katkı sağlamıştır. Bu faktörler, farklı kültürlerden, ırklardan ve dinlerden insanlar arasında yapılan evliliklerle de desteklendi. Büyük çoğunluğu Hanefi mezhebinden gelen Osmanlı şeriat yasaları, değişen zamana, farklı yerlere ve koşullara göre uyarlandı. Gerçekten de tüm bu faktörler, bu dönemde olağanüstü bir hoşgörü ve kültürel çeşitliliğe model oluşturmak için birleşmişti.

Dr. Abdel-Rahman Ahmed Salem
(Osmanlı Hoşgörüsü, Timaş Yayınları,
İstanbul, 2012, Bölüm İki, sf. 67-68-72.)

LALE DEVRİ VE ETKİLERİ


1730 yılında 1 Ekim günü padişah III. Ahmed uzun saltanatından sonra tahttan indirildi. Daha önce Edirne Vakası dediğimiz ayaklanma ile tahtından olan II. Mustafa’nın ana bir (Gülnuş Emetullah Sultan), baba bir  kardeşidir. Babaları IV. Mehmed de (Avcı) onlar gibi tahttan indirilmişti. II. Viyana bozgununu izleyen yıllar birkaç padişahı tahtından etti ve Topkapı Sarayı’nın Harem girişindeki şemşirlik denen tahtsız hünkar hapishanesine misafir oldular. Lâle Devri’nin mimarı ünlü reformcu ve Babıâli diktatörü diyebileceğimiz Nevşehirli Damad İbrahim Paşa bir zaman önce padişah tarafından Patrona Halil’in azgın isyancılarına teslim edilmişti. Sokak kalabalığının kini söndürülemiyordu. Şair Nedim’i bile hedef gösterdiler. Soylu bir aileden gelen ve medrese tahsilli, Türk edebî dilini İstanbul halkının diliyle birleştiren ünlü şairimiz damlardan kaçarken düşüp öldü.

18. asır başındaki Osmanlı medeniyetinin sokak kitleleri tarafından tahribi bir faciadır
Bizim okul tarihlerinde Lâle Devri çok karalanarak anlatılmaz ama tam rengi de verilmez. Lâle soğanının çok para ettiği, zevk-ü sefanın arttığı, mimaride bazı yeniliklere gidildiği belirtilir. Bu bölümün kavramsal bütünlüğü dışında itfaiyenin kurulması, orduda ıslahat ve mühendishaneler açılması gibi hareketlerle birlikte matbaadan da bahsedilir. Hiç şüphesiz ki tarih sadece tarihi gerçek dediğimiz olayların ve belgelerinin tesbiti değildir. Ön planda onların birleştirilerek yorumlanması ve çizilmesidir. Lâle Devri eksik çizimdir ve hatta yanlıştır. Lâle soğanını yeni melez türlerle geliştirildiği, korkunç pahalı yeni türlerin elde edildiği doğrudur. Bu sırf İstanbul’a ait bir olay değildir. Hollanda bunu çok daha önceden, daha büyük kumara varan yüksek meblağlarla yaşamıştır. Öte yandan lâle yetiştirmek mahalle kasabından devrin parlak alimine kadar bütün Türklerin ortak uğraşısıydı; İstanbul bahçe kültürüne girmişti.

Matbaanın yanında Avrupa barok mimarisinden ve bizim teknikçe önümüzde olan İran resim sanatından gelen etkilerden pek söz edilmez. Dahası Profesör İnalcık’ın UNESCO dizisinden çıkan Dimitri Kantemir kitabı önsözüne kadar İstanbul’da Batı’ya ve Doğu’ya açılan yeni Osmanlı aydın elitinden söz edilmediği de açıktır. Galata kadısı Mehmed Esad Efendi ki aslen Giritli’dir, Rumca bilirdi, Yunanlılarda bile görülmeyen bir gayretle Latince’yi sevip öğrenmiştir. Ve İbrahim Müteferrika matbaasına musahhih (redaktör) olarak girmiştir. Nefioğlu diye bir Müslüman Türk münevver Latince bilmektedir. İstanbul’daki Dimitri Kantemir ve Fenerli Mavrokordato kardeşlerle adeta kardeş gibidir. Antoine GallandHezarfen Hüseyin Efendi’nin Latince-Yunanca bilgisi ve umumi tarih araştırmasından hayranlıkla söz ediyor.

Osmanlı tarihçilerinin barok devir diye adlandırdıkları bu dönemde Türkiye Batı’nın matematik, mühendislik, tıp ve veterinerliğini öğrendi. Hepsi Batı tesiri değildir. İnsanların kendileri bu işi merak ediyorlardı. Katip Çelebi gibi her şeyi bilen bir büyük leksikograf-bibliyograf bu dönemin girişidir.18. asır başındaki Osmanlı medeniyetinin sokak kitleleri tarafından tahribi bir faciadır ama durmayan bir değişimdir. Kurulu Osmanlı düzeni yolundan ayrılmayacağını yeni padişah I. Mahmud’un gizli emriyle o gün saraydaki bir toplantıda bütün Patrona takımını kılıçtan geçirerek gösterdi.

Hiç şüphesiz ki bu devir 1711 Prut Zaferi ve 1718’deki Pasarofça Antlaşması’yla başlayan bir sulh döneminin eseridir ve Osmanlı çağdaşlaşma asrı sonradan tarihçi Ahmet Refik’in koyduğu bir isimle Lâle Devri diye anılmaktaysa da kendi başına zamanda sınırlı bir olgu değildir.

İlber Ortaylı
(Milliyet, 30.09.2012)

27 Eylül 2012 Perşembe

YAVUZ FARKI

Yavuz SuLtan SeLim döneminde bir KraL Yavuz SuLtan SeLim'e koskocaman bir kutu göndermiştir.
Yavuz SuLtan SeLim bu kutuyu açmış içinden başka bir kutu o kutuyuda açmış içinden başka bir kutu böyLe böyLe ortada küçücük bir kutu kaLmıştır Yavuz SuLtan SeLim kutuyu açtığında iğrenç bir manzarayLa karşıLaşmıştır kutunun içinde utanmaz zorba KraL'ın dışkısı vardır gayet tabii bu açık bir şekiLde Savaş Açma dır.
Yavuz SuLtan SeLim savaş açıcaktır ancak savaşdan önce bu KraL'a bir cevap veriLmesi gerekiyordu ne yapsam ne etsem diye düşünürken akLına bir fikir geLmiş ve Bu fikri uyguLamıştır Yavuz SuLtan SeLimde koskocaman kutunun içinde küçücük bir kutu kaLıcak şekiLde [Matruşka gibi] bir kutu dizayn ettirmiştir.
En küçük kutunun içinde ise Türk Lokumu vardır ve Türk Lokumunun yanındada kısa bir Not
Not ise şuydu.


''Herkes Yediğinden İkram Eder!..''

18 Haziran 2012 Pazartesi

ATSIZ'DAN YAVUZ...

Yavuza gelince; bilmem ki gafil ve bîçâre sıfatlarına onun kadar yakışmayacak insan bulunabilir mi? İki dilde şâir, tuttuğunu koparır, dünyayı bir pâdişâha dar görür, kahraman, o bilginler dostu arslan da gafil ve bîçâre ise, acaba, öteki insanlar nedir? 1514 teki Çaldıran, 1516 daki Mercidâbık meydan savaşlarını kazanan ve çelik iradesiyle devleti bölünmek tehlikesinden kurtaran Yavuz, belki de, Türkiye tarihinin Alp Arslan ile birlikte en büyük şahsiyetidir. Kemalpaşaoğlu’nun dediği gibi ölümüne hem kılıç, hem de kalem ağlamıştır.
Nihal ATSIZ, Tanrıdağ, 10. ve 11. sayı, 10 ve 17 Temmuz 1942

3 Haziran 2012 Pazar

BOZKURT NEDEN TÜRK'ÜN SİMGESİDİR?


Geçmişten bugüne bazı toplulukların ve milletlerin kendilerini temsil eden bazı semboller seçtikleri bilinmektedir. Semboller çeşitlilik göstermekle birlikte, bir topluluğu veya milleti temsil eden semboller olarak özellikle hayvanlar seçildiği dikkatleri çekmektedir. Bu simgeler, genellikle damgalar, sancak veya
bayraklarda yer almıştır. Bazı milletler ejderhayı, aslanı, ayıyı, parsı, horozu, kartalı milli sembol benimsemişlerdir. Türklerin kurttan türediği inancı ve bir efsaneye göre Türklerin sıkıştıkları dağın arkasından, Ergenekon’dan, bir kurdun çıkardığı düşüncesiyle milli sembol olarak seçilmiştir.
Türklerde kurt motifine sözlü edebiyat ürünlerimizden özellikle destan ve efsanelerde rastlıyoruz. Türklerin Türeyiş efsanelerinde ve destanlarında bozkurt ana veya ata olarak karşımıza çıkar. Oğuz Kağan Destanı’nda ve hatta Oğuzların Anadolu’ya gelişleri sırasında bozkurt, ordunun önünde yol gösteren bir kılavuz olarak görülür. Ergenekon Destanı’nda, kurt Türklerin zor gününde ortaya çıkıp, yol göstererek onları kurtaran bir motif olarak işlenir. Dede Korkut Hikayeleri’nde geçen ”Kurdun yüzü mübarektir” sözü kurdun kutsallığını ortaya koymaktadır.
Sonuç itibarı ile bozkurt siyasi bir simge değil, Türk’ün asırlardır timsalidir…
PEKİ NEDEN BOZKURT ?
1- Bozkurtlar, Türk’ler gibi ataerkil bir yapıdadır.
(Yani ataya bağlıdırlar)
2- Bozkurtlar, Türk’ler gibi teşkilat halinde bir
yaşam sürerler.
3- Bozkurt sürüsünün, Türk ailesindeki gibi bir
lideri vardır ve sürü, o liderin emrinden çıkmaz.
4- Savaş şekilleri olarak benzerlik gösterirler.
Bozkurt sürüsü sağdan ve soldan giden öncüler,
akabinde de göbekten gelen ana kuvvetle saldırırlar.
Türk’lerdeki ” Hilal Taktiği ” burdan gelir…
5- Bozkurtlar eşlerini kıskanırlar ( Çok sağlam bir özellik )
6- Karda yürüyen 40 bireylik bir sürüyü takip eden biri sadece 5-6 ayak izi
görebilir. Çünkü sürü önde giden lider Bozkurt’un ayak izlerine basarak
ilerler. 6-7 kurt bulacağınızı düşünürken koca bir sürüyle karşılaşabilirsiniz.
7- Bozkurtlar , Türk’lerde olduğu gibi özgürlüklerine düşkünlerdir.
Dünyada evcilleştirilememiş tek hayvan olma ünvanı “Orta Asya bozkurtlarındadır”.
Hayvan yakalandığında; tüm hayvanların aksine, gırtlak kısmında bulunan
öd denen keseyi parçalar ve intihar eder. Esarete asla tahammülleri yoktur.
8- Tüm hayvanlarda bir yavrunun annesi yada babası
ölürse yavru da ölür. Fakat bozkurtlarda sürü hiyerarşisi buna müsaade
etmez , yavrunun hem annesi hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır.
Diğer sürü üyeleri yavruyu evlat edinir ve kendi yavruları gibi büyütürler.
9- Bir bozkurt sürüsü sadece yiyeceği kadarını avlar.
Bozkurt Türklerin Milli Simgesidir
ALINTIDIR:http://www.sanliturktarihi.com/bozkurt-2

ATİLLA'DAN...


BAĞLILIK: Bir Türk her şeyden önce vatanına-milletine sadık olmalıdır.
CESARET : Türklere liderlik eden kişiler cesur ve korkusuz olmalıdırlar.
ARZU : Zayıf komutanAtillanın Liderlik Sırları komutan olmak istemeyen kişidir.
FİZİKSEL GÜÇ : HunlarınAtillanın Liderlik Sırları görevlerini gerektirdiği zorluklara karşı koyabilecek derecede fiziksel yönden güçlü liderleri olmalıdır.
KARARLILIK : Komutanlar İçinde bulundukları durumun tüm soyut ve somut gerçeklerini gözönüne alarak liderlik rolünü oynayabilmelidirler.
SORUMLULUK : KomutanlarAtillanın Liderlik Sırları zafer ya da yenilgi ne kadar büyük olursa olsunAtillanın Liderlik Sırları kendi başarısızlıklarından ya da hatalarından asla başkalarını sorumlu tutmamalıdırlar.

İNANIRLILIK : Komutanlar inanılır kişiler olmalıdırlar.Doğru bilgi verecek kadar dürüst ve zeki olduklarını herkez kabul etmelidir.
ISRARCILIK : Zayıf insanlarAtillanın Liderlik Sırları ancak işler kendi istedikleri gibi gittiği zaman direnirler.
GÜVENİLİRLİK : Bir komutanın tüm koşullarda sorumluluklarını yerine getireceğine güvenmiyorsanızAtillanın Liderlik Sırları bu sorumlulukları ondan alın.
KORUYUCULUK : Liderlerimizin bir koruyucu özelliği olmalıdır. Güven ve bağlılık uyandıran bir biçimde görev yapmalıdırlar.
Bir sürüsü olmadan çobana gerek olmadığı gibiAtillanın Liderlik Sırları ordusuz bir komutan da düşünülemez. Astlar olmaksızın yöneticiler de olamaz.
Ulusun çıkarlarını düşünmeyenler içinAtillanın Liderlik Sırları o ulus yok demektir.
O yüzden liderlerAtillanın Liderlik Sırları hizmet verdikleri milletinin çıkarlarını koruyanlardır.
KomutanlarAtillanın Liderlik Sırları Hunların çıkarı için özveriden kaçınmamalıdır.
KararsızlıkAtillanın Liderlik Sırları mevkiin sorumluluğunu kabul etmemek ve yenilgi anlamına gelir.
AVA ÇIKINCA AVLANMAYA HAZIR OLUN.
Ben ATTİLAAtillanın Liderlik Sırları hiç kimse bedelini ödemeden liderlik öğrenemez. (Yapamaz.)
Bu liderlik özelliklerini iyi öğrenin. Bunları Hunlara da öğretin. Yeteneklerimizi geliştirerek büyük ulusumuzu dünyayı fethetme hedefine doğru böyle yönlendirebiliriz.

OSMAN GAZİ

Babasi . Ertugrul Gazi
Annesi . Hayme Hatun
Dogumu : Sögüt (M. 1258 - H. 656)
Vefati . Bursa (M. .1326 - H. 726)
Saltanati : 1299 - 1326 (27) sene

Osman Gazi, Ertugrul Bey'in üç oglundan birisidir. Osman Bey diger kardeslerinden büyük degildi, fakat adeta bir idareci olarak yaratilmisti. Zira bu hususta çok büyük kaabiliyet sahibi idi. Babasi vefat ettikten sonra diger bütün beyler, ittifakla Osman Bey'i asiretin reisi olarak tanidilar.Osman Bey, beyligin bayna geçtigi zaman,23 yasinda idi. Uzun boylu, genis gögüslü, kaIin ve çatik kasli, elâ gözlü ve koç burunlu idi. Iki omuzlari arasi oldukça genis, vücudunun belden yukari kismi, asagi kismina nisbetle daha uzundu. Çehresi yuvarlak ve teni bugday renginde idi.Büyük seyhlerderi Edebali'nin evinde misafir iken, istirahat için gösterilen odada, Kur'an-i Kerim'i görünce, sabaha kadar saygisindan yatmadigi ve geceyi uykusuz geçirdigi çok meshurdur. seyh bu durumdan cok memnun kaldigi için kendisini kizi ile evlendirmis ve hayir dualar etmistir.Osman Bey, 1287'de Karacahisar'i fethetti.1280'de Domaniç'te Bizanslilari yenerek Bilecik'i fethetti ve Selçuklu Hükümdari tarafindan uç beyligine verildi. 1299'da Inegöl fethedildi.Selçuklu Devleti yikildi ve Osman Bey müstakil beyligini ilân etti. 1300'de Yenisehir ile Köprühisar, 1302'de ise Akhisar ve Koçhisar fethedildi.Osman Bey'e babasindan kalan arazinin genisligi 4800 km. kare idi. Kendisi vefat ettiginde ise, beyligin toprak genisligi 16.000 km.kareye ulasmytir.Vefat etmeden önce oglu Orhan Bey'e söyle vasiyet etmistir :ogullarima ve bütün dostlarima birinci vasiyetim Sudur ki; her zaman gazaya devam ederek, Din-i Celil-i Islâm'in yüceligini yasatiniz. Cihadin kemâline ererek, sancagi serifi hep yüksekte tutunuz. Her zaman Islâm'a hizmet ediniz. Zira Cenâb-i Hak benim gibi zayif bir kulunu ülkeler fethetmek için memur etti. Gaza ve cihadlarinizla Kelime-i Tevhid'i çok uzaklara götürünüz. Hanedanimdan her kim, hak yoldan ve adaletten saparsa mahser gününde, Rasülü Azam'in sefâatinden mahrum kalsin. Oglum! Dünyaya gelen hiç bir insan yoktur ki, ölüme boyun egmesin. Bana da, Hz.Allah'in emri ile simdi ölüm yaklasti. Bu devleti sana emanet ediyorum. Seni de Mevlâ'ya emanet ettim. Her isinde adaleti üstün tut.Vefatinda 68 yasinda idi. Tarih ise, Agustos 1326'yi gösteriyordu. (Allah rahmet eylesin.) Vefat ettiginde geriye biraktigi mal varligi sunlardi : Bir at mrhi, bir çift çizme, birkaç tane sancak, bir kiliç, bir mizrak, bir tirkes,birkaç at, üç sürü koyun, tuzluk ve kasiklik.Osman bey vefat ettigi zaman zayif bir rivayete göre, Sögüt'te babasmn yamna defnedilmis ve Bursa alinirsa oraya defnini vasiyet etmisti. Bupun için 1326'da Bursa alindiktan sonra vasiyeti yerine getirilerek cesedi Bursa'ya nakledilip, Hisar'da (Saint Eli) namina yapilmis olan Gümüslü Künbed'e defnedilmistir. Fakat vekayün tetkikine göre vefatW in 1326'da Bursa'nin teslim alinmasindan sonra oldugu anlasiliyor.

Osman Bey zamaninda yasayan Islâm büyükleri :Silsile-i Sâdât-i Naksibendiyye'nin onuncu ve onbirinci halkalarini teskil eden, Hâce, Arif Rivgiri ve Hâce Mahmud Incir Fagnevi (k.s.)Hazretleri, seyh Saadettin Cibavi, Bahaüddin Veled ve müellif Pehlivan Mahmud Poyraz.

Erkek çocuklari : Pazarli Boy, Çoban Bey,Hamid Bey, Orhan Bey, Alaeddin Ali Bey, Melik Bey, Savci Bey.

Kiz çocuklari : Fatima Hatun.

ORHAN GAZİ

Babasi . Osman Gazi

Annesi . Mal Hatun

Dogumu : (H. 680 - M. 1281)

Vefati : (H. 761 - M. 1360)

Saltanati : 1326 - 1359 (33) sene


Osmanli Devletini Osman Gazi kurmustu.Fakat onu teskilâtlandiran ve büyük bir devlet haline getiren Orhan Gazi idi.Orhan Gazi sari sakalli, uzunca boylu, mavi gözlü idi. Yumusak huylu ve merhametli, fakat yerine göre hiddetli ve secaatliydi. Fakirleri sever ve ulemaya hürmet ederdi. Son derece dindar, adaletli ve tebaasina kendisini sevdirmesini çok iyi bilirdi. Bizzat halk içine girer, onlarla yemek yer ve dertlesirdi.Hareketlerinde çok hesapli davranir ve hiç telâs etmezdi. Iznik'i fethettigi zaman hiristiyanlara göstermis oldugu insanca muamele,dillere destan olmustu.Orhan Gazi'nin her yönden büyük bir insan oldugunu sadece Türkler degil, barçok yabanci tarihçiler dahi tasdik etmislerdir.Orhan Gazi daha 15 yaynda iken harplere istirak etmis ve hayatinin büyük bir kismi harp meydanlarinda geçmistir. Babasindan 'i6.000 km. kare olarak teslim aldigi topraklari alti misline çikararak 95.000 km. kare yapmistir.Orhan Gazi bir devlet reisi sifati ile harplerde bizzat ordularinin basinda daima bulunmustur. Orhan Gazi devletin muntazam bir idare sistemine baglanmasi lüzumunu görmüs ve teskilât isini ise, Alâeddin Pasa ile, Seyh Edebali'nin bacanagi Çandarli Kara Halil Pasa'ya havale etmisti.Orhan Gazi zamaninda teskilâti üç noktada toplayabiliriz : Para, kiyafet, ordu.Orhan Bey'in büyük oglu Süleyman Pasa,kendisinden önce vefat etmistir. Kendi sagliginda iken baskumandanlik vazifesini ikinci oglu Murad Hüdavendigâr'a devretmistir.Osmanlilar tarafindan yaptirilan ilk cami (1333 - 1334) senesinde Iznik'te yapilan "Haci Özbek" Camiidir. Ve Orhan Gazi yaptirmi,stir.Bursa Medresesini Orhan Bey yaptirmis ve ilk "Sultan" lâkabi da O'nun zamaninda kullanilmistir. Yine ilk Osmanli parasi da Orhan Bey zamaninda basilmistir. Müslüman Türkler Avrupa'ya ilk defa Orhan Bey zamaninda geçmislerdir. Istanbul'un Anadolu yakasi tamamen Orhan Bey zamaninda Osmanli topraklarina katilmistir.

Yeni fethedilen hiristiyan topraklarinda yasayan yerli hiristiyan halktan Osmanli hayranligi, yeni fetihleri de kolaylastirmistir.Zamaninda fethedilen yerler :1326'da Bursa, 1329'da Iznik, 1337'de Gemlik'i fethetti ve Bizanslilara kary Palekanon(Maltepe) zaferini kazandi. 1345'de Karasi Beyligi ilhak edildi. 1354'de Ankara ve Gelibolu feihedildi.Orhan Gazi 1360 senesinde 79 yasinda vefat etmistir.

Türbesi ise Bursa'da Osman Gazi'nin türbesi yanindadir. Türbe dört köselidir.Içinde 4 tane büyük mermer sütun vardir. Türbe bu dört sütun üzerine oturtulmustur. Kubbesi genis ve kursunla örtülmüstür. Duvarlari sade ve beyaza boyanmistir. Tavaninda onar kandilli birer tane avize asilidir. Orta yerde Orhan Gazi'nin sandukasi bulunmaktadir. Etrafi;pirinç parmakliklar ile çevrilmistir. Sandukanin kuzey yönünde Cem Sultan'in oglu Abdullah,kapi tarafinda Ikinci Bayezid'in oglu Korkut,onun yaninda Orhan Gazi'nin ailesi Nilüfer Hatun ve oglu Kasim Çelebi ile Yildirim'in oglu Musa Çelebi vardir. Bu türbede yirmiiki tane mezar bulunmaktadir. Türbeyi ise Sultan Abdülaziz yaptirmistir.Silsile-i Sâdât-i Naksibendiyye'den Hâce Muhammed Bâbâ Semâsi (k.s.) Hazretleri, Seyh Edebali, Haci Bektas-i Veli bu devrin büyüklerinden olup, Orhan Gazi zamaninda vefat etmislerdir.

Erkek çocuklari :

Süleyman Pasa, Birinci Murad, Ibrahim,Halil, Kasim.

Kizi : Fatma Hatun

SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR

Babasi . Orhan Gazi

Annesi . Nilüfer Hatun

Dogumu : 1326

Vefati : 1389

Saltanati : 1359 - 1389 (30) sene


Sultan Murad uzun boylu, degirmi yüzlü,iri burunlu idi. Kalin ve adaleli bir vücuda sahipti.Basina mevlevi sikkesi üzerine yuvarlak testar sarili bir baslik giyerdi. Çok sade giyinir ve kirmizi zeminli beyaz elbiseden hoslanirdi. Gayet nazik, sevimli, çok halim ve selimdi. Âlim ve sanatkârlara hürmet gösterir, fakirlere ve kimsesizlere büyük bir sefkatle muamele ederdi.Halk tarafindan "Gazi Hünkâr" diye anilir ve bir baba olarak sevilirdi.Terbiyesi ile annesi Nilüfer Hatun mesgul oldu: Gençligini Bursa'da medreselerde, ilim ve sarfat adamlari ile geçirdi. Bütün hayati sinir boylarinda ve harp meydanlarinda geçmistir. Hiç durmadan Rumeli'den Ana'dolu'ya, Anadolu'dan Rumeli'ye seferler yapmistir. Bu kadar harp mesguliyetleri arasinda, büyük ve kiymetli binalar, sanat eserleri meydana getirmeye de vakit bulmustur. Bursa'da camiler, medreseler ve imarethaneler yaptirmistir. Edirne'yi ilk defa O, hükümet merkezi yapmistir. Ilk Edirne sarayi da kendisi bina ettirmistir.Orhan Gazi'nin vefatinda 95.000 km. Kare olan topraklarin genisligini 500.000 km. Kareye çikardi.Zamaninda alinan yerler :1362'de Edirne, 1363'de eski Zagra ve Filibe fethedildi. 1364'de Sirpsindigi zaferi kazanildi ve Haçlilar perisan edildi. 1365'de Kara Biga Osmanli topraklarina katildi. 1369'da Hayrabolu, Kirklareli, Pinarhisar ve Vize alindi.1370'de Bulgar Kralligi Osmanlilara tâbi oldu.Bir müddet sonra da Çamurlu savay kazanildi. 1371'de Çirmen zaferi elde edildi, Haçlilar bir defa daha yenildiler. 1372'de Çatalca Bizans'tan alindi. 1374'de Sirbistan Osmanlilara tâbi oldu. 1375'de Nis fethedildi. 1378'de Kütahya Vilâyeti Osmanli topraklarina katildi.1382'de , Sofya fethedildi. 1383'de Candarogullari Osmanlilara tâbi oldu. 1385'de Arnavutlukun kuzeyi tamamen alindi,. 1386'da Karamanlilarla harp yapildi., 1388'de Silistre, Zistovi, Nigbolu, Plevne, Lofça, Deliorman ve Dobruca Türk hakimiyeti altina alindi. 1389'da Haçlilar bir defa daha perisan edildiler ve Islâm ordusunun yigitlikeri sonunda Kosova Meydan Muharebesi kazanildi. Ne yazik ki bu sanli zafer çok büyük bir aci ile neticelendi. Bütün gazileri derin bir matem içinde birakti. Söyle ki;bu zafer sonunda yaralilarin büyük bir kismi düsman askerleri idi. Yerdekiler arasinda tek türk Türk sehidi de vardi. Sultan Murad her sehidin önüne geldigi vakit büyük bir üzüntü ile "Inna lillâhi ve inna ileyhi râciün" diyor ve sehidin derhal kaldirilarak defnedilmesini emrediyordu. Yarali bir Türk'ün yanina geldigi zaman, onu oksuyor, yarasinin aciyip acimadigini ve bir arzusu olup olmadigini soruyordu.Böylece dolasirken biraz uzakta ölüler arasinda bir kimildama oldu. Sultan Murad o tarafa döndü. Ölüler arasindan, dev gibi uzun boylu bir Sirplinin kalktigi görüldü. Milos ismindeki bu Sirpli (Kral Lazar'in damadi) yerden kalkarak Padisaha dogru gelmeye basladi. Padisahin muhafizlari ise, Sirpli'yi derhal yakaladilar.Fakat Sirpli, padisahi mutlaka görmek istiyordu ve : "Beni birakiniz, korkmaniza lüzum yok.Ben Padisahin elini öpmeye ve hem de müslüman olmaya geldim. Ayrica size bir de müjdem var. Kral Lazar yakalandi, bakiniz getiriyorlar" dedi. Padisah onun sözlerini isitmisti.Isaret ederek birakmalarini söyledi. Muhafizlar da Kralin tutuldugu tarafa bakarlarken, yarali taklidi yapan hain Sirpli, Padisaha yaklasti, elini öpecekmis gibi egildi, bir anda ve yildirim sürati ile koltugunun altinda sakladigi hançerini çekerek, Gazi Hünkâr'in mübarek gögüs ve karnina sapladi. Muhafizlar neye ugradiklarini anlayamadilar. Katil kaçmaya basladi. Sonra muhafizlar kafiri yakalayarak parça .parça ettiler.Hünkâr'in son sözleri sunlardi : "Islâmin muzafferiyeti, benim sehit olmama bagli ise,sehadet serbetini nasip buyurmasini Cenab-i Hak'tan dua ve niyaz etmistim. Duam kabul buyuruldu. Hazreti Allah'a hamd ve sena olsun ki, Islâm askerinin zaferini gördükten sonra hayatim sona ermektedir. Oglum Bayazid'e biat ediniz. Sakin esirleri incitmeyiniz. Mal ve canlarina tecavüz etmeyiniz. Ben artik sizleri ve muzaffer ordumuzu Cenab-i Hakk'a emanet ediyorum. Mevla devletimizi bütün fenaliklardan korusun!" diyerek ebediyyete intikal etti. Sultan Murad'in hançerle parçalanan barsaklari, sehit oldugu yere bir türbe yapilarak gömüldü. ,Cesedi ise Bursa'ya nakledilerek Çekirge'deki türbesine defnedildi.Silsile-i Sadât-i Naksibendiyye'den Hâce Seyyid Emir Kilâl (k.s.) Hazretleri, Mugnullebib isimli eserin sahibi ve topun mucidi olarak bilinen Cemaleddin Abdullah Efendi, Buhari'nin sârihi Semseddin Kirmani, Birinci Murad zamaninda vefat etmislerdir.Ilk kazasker tayinleri, timar kanunu ve minarelerden salatu selâm okuma adetleri bu devirde baslamistir.

Erkek çocuklari : Yakub Çelebi, Yildirim Beyazid, Savci Bey ve Ibrahim.

Kiz çocuklari : Nefise ve Sultan Hatun.

YILDIRIM BAYEZİD


Murad Hüdâvendigâr'in oglu, 4. Osmanli padisahi. Tahta çikar çikmaz Sirbistan bölgesindeki huzursuzluklari, ardindan halka zulüm yapan ve Osmanlilara bas kaldiran Anadolu Beylikleri'nin çikardigi ayaklanmalari bastirdi. Izmir haricinde bütün Bati Anadolu'yu Osmanli idaresine katti.

Yildirim Beyazid, bir kaç kere Isanbul'u da kusatmis, bu maksatla Anadolu (Güzelce) Hisari'ni yaptirmistir. Fakat her defasinda kusatmayi yarim birakmak zorunda kalmistir.

1396 Nigbolu zaferi tek basina Osmanli'nin, Avrupa devletlerine karsi kazanilan en önemli savaslardan birisidir. Bu zafer Bati dünyasinin yani sira doguda da Osmanli Türk devletinin taninmasina sebep olmustur. Misirdaki Abbasi Halifesi, Yildirim Beyazid'e gönderdigi tebrikte "Sultan-i Iklim-i Rum " diye hitap etmistir. Öte yandan Yildirim'in güneyde Firat boylarina kadar genislettigi fetih hareketi, Bizans'in Istanbul Bogazi ve izmit Körfeszi'ni vurmasi üzerine yarim kaldi ve Yildirim Beyazid Istanbul'a dönerek tekrar kusatti. Ancak bu sefer de doguda Timur tehlikesi basgösterdi. Yildirim'dan öç almak isteyen Beylikler, Timur'a destek verdiler. Nihayet Ankara Çubuk ovasi çetin bir muharebeye sahne oldu. Esir düsen Yildirim, 7 ay sonra bu esarete dayanamayarak 1403'de vefat etti.

ÇELEBİ MEHMED

Babasi . Sultan Yildirim Bayezid

Annesi . Devlet Hatun

Dogumu : 1389

Vefati . 26 Mays 1421

Saltanati : 1413 - 1421 (8) sene



Çelebi Sultan Mehmed, orta boylu, yuvarlak yüzlü, çatik kasli, beyaz tenli, kirmizi yanakli, genis gögüslü idi. Kuwetli bir vücuda sahipti.Gayet hareketli ve cesurdu. Güres yapar ve çok kuvvetli yay kirislerini de çekerdi. Padisahligi müddetince bizzat 24 muharebede bulunmus ve kirka yakin yara almisti.Basinda kullanmis oldugu sarik, altin islemeli kavugu ile gayet güzel görünürdü. Içi kürklü ve yakasi dik olan bir kaftan kullanirdi.Müslümanlara karsi göstermis oldugu adaleti, ayni zamanda hiristiyan tebaasina karsi da gösterirdi.Çelebi Sultan Mehmed, tahsilini Bursa sarayinda tamamladi. Daha sonra babasi tarafindan Amasya sancagina vali tayin edildi.Valiligi sirasinda da devlet islerini ögrendi.Çelebi Sultan Mehmed'e bir bakima Osmanli Imparatorlugu'nun ikinci kurucusu gözüyle bakilabilir.

Onun uzun müddet ve basari ile yapmis oldugu mücadeleyi kisaca söyle siralayabiliriz Yesil Türbe (Çelebi Mehmed Türbesi Bursa) Evvela Anadolu'nun birligi için kardesleri ile mücadele etti. 1410 senesinde Süleyman Çelebi'yi, 1413 senesinde de Musa Çelebi'yi tasfiye ederek birligi sagladi. Osmanli tahtinda yalniz kalinca ilk isi etrafindaki beylikleri itaati altina almaya girismek oldu. 1414'de Karaman'a sefer yapti ve Karaman Bey'ini esir aldi. Ona "Bir daha müslümanlara zararim dokunmayacak" diye yemin ettirdikten sonra serbest birakti. Candar Beyligi'ni de hakimiyeti altina aldi. 1415'de Venediklilerle ilk deniz savasi yapildi. 1416 ve 1417 senelerinde Avrupa'ya akinlar düzenledi, büyük zaferler kazanildi.1419'da Tuna Nehri tekrar geçildi. 1420'de Eflak Voyvodasi bir harpte öldürüldü, yerine kardesi tayin edildi.

Candar Beyligi ise tamamen Osmanli topraklarina katildi. 1420'de Seyh Bedreddin diye birisi bugünkü komünizmin temel sartlarina çok benzeyen fikirlerle ortaya çikti Islâmi ilimleri de çok iyi bilen bu seyh bir çok fakir fukarayi sizi zengin yapacagim vaadiyle, gayri müslimleri ise "Sizin dininiz de haktir" diyerek etrafinda topladi. Birçok yerlerde mühim tahribatlar yapti. Sonunda yanindakiler dagitilip kendisi yakalandi ve mahkeme edildi. Mahkemede suçunu itiraf ederek idam edilmesini bizzat kendisi istedi ve idam edildi. Timur'un yanindan döndügü söylenen bir sehzade ile daha mücadele edip onu da saf disi yapti.

1421 yilinda 32 yasinda iken Edirne'de vefat etti. Naasi, Bursa'ya getirilerek Yesil Türbe'ye defnedildi. (Allah rahmet eylesin.)Çelebi Sultan Mehmed vefat edecegi sirada, Bayezid Pasa'yi yanina çagirtti ve Ona :"Halef olarak yerime oglum Murad'i tayin ettim. Bana karsi göstermis oldugun itaat ve sadakati ona karsi da göster. Derhal, Murad'i buraya getirmenizi istiyorum. Zira ben artik bu dösekten kalkamam. Murad gelmeden önce emr-i hak vaki olursa Murad gelinceye kadar sakin ölümümü kimseye duyurmayin." Sehzade Murad henüz Amasya'da iken,Çelebi Sultan Mehmed 26 Mayis 1421'de vefat etti. Padisahlar arasinda ilk defa vefati gizlenen zat kendisi olmustur.Tarikat sahibi Seyyid Serif Ali Cürcani,Kaamus-i Muhiyt sahibi Allame Mecdüddin Firuzâbâdi Sultan Çelebi Mehmed zamaninda vefat etmis büyüklerdi.

Erkek çocuklari : Mustafa Çelebi, Ikinci Murad, Ahmed, Yusuf, Mahmud.

Kizlari : Fatma ve SeIçuk Hatun.

SULTAN II. MURAD

Babasi Çelebi Sultan Mehmed

Annesi . Emine Hatun

Dogumu : 1402

Vefati .3 subat 1451

Saltanati : 1421 - 1451 (30) sene



Ikinci Murad, uzun boylu, beyaz tenli, dogan burunlu ve gayet güzel yüzlü bir padisahti. Çok güzel konusurdu. Kendisinin en büyük saadeti, Fatih Sultan Mehmed gibi esine ender rastlanacak ve çok kiymetli bir zatin babasi olmakti.Sultan Murad. süküneti ve huzurlu yasamayi arzu eden fakat icap ettigi takdirde gayet hareketli, cesur ve hiçbir seyden yilmayan bir kimse idi. Otuz senelik saltanati müddetince, memleketini çok büyük bir san ve serefle idare ederek, emri altinda bulunan herkeste, dindar. âdil ve lütufkâr bir padisah nâmi birakmistir.

Sultan ll. Murad çocuklugu Amasya'da geçti. 18 yasinda tahta çikti. Sâir ve hattatti.Çok iyi bir askerdi. Siirler yazmistir. Zamaninda Venedik donanmasiyla harbedildi. Selânik yeniden fethedildi. Düzmece Mustafa isyani oldu ve bu isyani bastirdi. 1422'de Istanbul'u muhasara etti. 1423'de Mora yeniden alindi. 1428'de Germiyan Beyligi Osmanlilara katildi. Venedik ve haçlilara karsi Güvercinlik zaferi kazanildi. 1430'da Selânik yeniden alindi. 1438'de Bosna'ya hakim olundu. 1439'da Belgrad muhasara edildi. 1443'de haçlilara karsi Izlâdi Derbendi zaferi kazanildi.1444 Temmuz'unda Segadin antlasmasi yapildi, fakat haçlilar sözlerinde durmadilar. Ikinci Murad küçük yastaki oglunu tahta çikarinca,ümide kapilarak Osmanli topraklarina girdiler.Oglu Ikinci Mehmed (Fatih) ordunun basina babasini baskumandan tayin etti. Kasim 1444'de Varna Zaferi kazanildi. Varna Zaferinden sonra Ikinci Murad tekrar tahta geçti. 1445'de Mora'ya ve Arnavutluga sefer açti. 1448 senesinin Ekiminde haçlilar yeniden saldirdilar.Bu defa da Ikinci Kosova Zaferi kazanildi. 1451 senesinde Sultan Murad bütün esirlerini saliverdi. 47 yasinda oldugu halde Edirne Sarayinda vefat etti. Vasiyeti üzerine Bursa'da Muradiye Camii yanina defnedildi. Mezarinin üzerini örtmemeyi, kenarlarina hafizlarin oturup Kur'an okuyabilmeleri için yerler yapilmasini ve Cuma günü mezara konulmasini vasiyet etmisti. Vasiyeti öylece yerine getirildi.Sultan Murad zamaninda memleketin bir çok yerlerinde, camiler, medreseler, saraylar ve köprüler yapilmistir. Bunlardan birisi Edirne'deki"Üç Serefeli Cami"dir. Cami'in yaninda bir medrese ve fakirler için bir imarethane mevcuttur. Yine Edirne'de "Muradiye Camii"ni bina ettirmistir. Bu caminin duvarlari ve mihrabi son derece güzel çinilerle süslenmistir. Bursa'daki "Muradiye Camii"ni ve Ergene Nehri üzerindeki 170 ayakli "Uzun Köprü"yü de Sultan Murad yaptirmistir.Silsile-i Sââdât-i Naksibendiyye'den, Hâce Yâkub Darhi (k.s.), ,Seyhi Emir Sultan, Haci Bayram Veli, Ibn-i Haceri Askalâni, Muhammediye kitabmin müellifi Yazicizâde Mühammed Efendi Ikinci Murad devrinde vefat eden büyüklerdir.

Erkek çocuklari : Fatih Sultan Mehmed, Ahmed, Alâaddin, Orhan, Hasan, Ahmed (ll.)

Kiz çocuklari : Sehzâde ve Fatma Hatun

FATİH SULTAN MEHMED

Babasi . Ikinci Sultan Murad

Annesi . Huma Hatun

Dogumu : 29 Mart 1432

Vefati . 3 Mays 1481

Saltanati : 1451 - 1481 (30) sene



Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, uzun boylu, dolgun yanakli, kirmizi - beyaz tenli, kirik burunlu, kollari adaleli ve kuvvetli bir padisahti. Devrinin en büyük ulemasindan birisi idi. Yedi tane yabanci lisan bilirdi. Âlim, sâir ve sanatkârlari toplar ve onlarla sohbetten çok hoslanirdi. Gayet sogukkanli ve cesurdu. Essiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacagi isler hususunda, en yakinlarina bile hiç birsey sizdirmazdi.Fatih Sultan Mehmed'in ömrü seferlerle geçti. Yikilmaz diye bilinen Bizans'i yikti. Istanbul'u fethetti.Ayasofya kilisesini câmiye çevirdi. Kryamete kadar câmi olarak kalmasini istedigi bu muhtesem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdirtti. (Bu,vekâlet Arsivi Tapu Defterleri No:20, 27, 167, 251 )

1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanilan Ayasofya, 1934'de müze haline getirildi.Fatih, Enez'i, Galata ve Kefe'yi Osmanli topraklarina dahil etti. Limni, Imroz, Semendirek, Tasoz, Bozcaada ve Bogdan'i ald.Belgrad'i muhasara ettigi zaman çarpismaya bizzat katildi. Alnindan ve dizinden ciddi sekilde yaralandi. 1458'de Mora'yi kismen, bir sene sonra da Sirbistan'i tamamen aldi. 1461'de Amasra'yi ve Isfendiyar Ogullari Beyligini Osmanli topraklarina dahil etti. Trabzon Rum Imparatorlugunu ortadan kaldirdi. 1462'de Romariya, Yayçeve Midilli'yi aldi. 1463 senesinde Papa'nin büyük gayretleri ile toplanan ve savasa katilan herkesin alti aylik günahinin affolunacagi ilân edilen 20 devletin katildigi bir haçli ittifaki ile 16 sene savasti. 1463'de Bosna'yi fethetti ve Hersek'i de tabiiyeti altina aldi . 1466'da Konya ve Karaman'i aldi. Arnavutlugu tamamen Osmanli topraklarina katti. 1470'de Agriboz'u aldi.Uzun Hasan'i Otlukbeli savasinda kesinlikle yendi. Zafer sükranesi olarak kirkbin esiri salivererek, hürriyetlerine kavusturdu. 1476'da Bogdan'i Osmanli topraklarina katti. Otuz sene içinde tam yirmibes seferi bizzat kendisi idare etti. 900.000 bin kilometrekare olan topraklarini 2.214.000 kilometrekareye yikardi.Fatih Sultan Mehmed, Venedikliler tarofindan tertiplenen tam ondört suikastten kurtuldu. Son suikastten ise kurtulamadi. Venedikliler, bu büyük hükümdari, aslen bir yahudi olan Maesto Jakopo isimli bir doktor vasitasiyle zehirleterek öldürmeye muvaffak oldular. Tarihçi Babinger'e göre bu suikastçi doktor, Yakup Pasa ünvani ile sarayin doktorlari arasinda bulunuyordu.

481 Mayisinin üçüncü günü yine bir sefere çikmisken, Gebze'de ordugâhinda Persembe günü vefat etti. Papa, Büyük Hakanin ölümünde tam üç gün üç gece bütün kiliselerin çanlarini çaldirtarak sevinç ayinleri yaptirdi. Fatih 49 sene bir ay bes gün yasadi. Iki imparatorluk, dört krallik ve onbir prenslik yikan büyük hükümdarin cenaze namazi Fatih Camiinde Seyh Muslihiddin Mustafa Vefa Efendi Hazretleri kildirdi. Türbesi Fatih Camii yanindadir. (Allah rahmet eylesin.)

Fatih, Müslüman Türk Milletine yapmis oldugu büyük hizmetlerle, dünyanin en büyük hükümdarlarindan birisi oldugunu isbat etmistir. Istanbul gibi, cihanin bir incisi olan, bu muhtesem beldeyi Türk Milletine kazandirmistir. Yapmis oldugu çalismalar ile, memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçeklestirmistir. Bugünün üniversitesi olan (Fatih Külliyesi)ni 1470 senesinde tamamlamis, Istanbul'u fethettigi zaman 8 tane kiliseyi camiye çevirmis, etrafindaki papaz odalarini da medrese yapmistir. Ayrica bir çok Anadolu kasabasinda da medreseler yaptirmistir.Hz. Eyyüb EI - Ensâri'nin (r.a.) kabri Fatih zamaninda kesfedildi. Delâil-i Hayrat müellifi Seyh Süleyman Cezuli ve Allame Ali Kiasi Fatih devrinde vefat ettiler.

Erkek çocuklari : Mustafa, Ikinci Bayezid, Cem, Korkud.

Kizi : Gevherhan Sultan.

Kaynak: Osmanli tarihi

SULTAN II. BAYEZİD

Babasi . Fatih Sultan Mehmed

Annesi . Mükrime Hatun

Dogumu : 3 Aralik 1447

Vefati . 26 Mays 1512

Saltanati : 1481 - 1512 (31 ) sene



Ikinci Bayezid, uzun boylu, genis gögüslü ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Yüzü yuvarlak ve gözleri elâ idi. Cesur ve atilgandi. Ayni zamanda çok halim, selim ve dinine bagli bir padisahti. Babasi Fatih Sultan Mehmed Han ilmi karsi büyük bir sevgi besledigi için, oglu Bayezid'e her seyden evvel kuvvetli bir tahsil vermeyi düsünmüstü. O devrin en meshur âlimlerinde ders okutturmus, bütün Islâmi ilimleri en iyi sekilde ögretmisti. Ikinci Bayezid, dinine çok bagli oldugu için kendisine (Bayezid Veli) denildi. Bayezid Veli, sâirleri saraya toplar onlarla sohbet ederdi. Bayezid Veli çok alim bir zat idi. Arapça ve Farsçayi gayet iyi bilirdi. Islâmi ilimlerin yani sira matematik ve felsefe tahsili de yapmistir. Çagatay lehçesi ve Uygur alfabesini de ögrenmisti. Hattat ve bestekârdi. Avni mahlasiyla Siirler yazardi. Ulemâ ve sanatkârlar için ayrica bir para fonu ayirmisti.Bayezid Veli padisah olduktan sonra, kardesi Cem Sultan ile 14 sene mücadele etti.Kilye ve Akkerman'i fethetti. 1484 - 1485'de Misir Memlükleri ile harbe girdi. Devrinde Belgrad üçüncü defa kusatildi ve tarihte ender görülen Abdina Zaferi elde edildi. Denizden Ispanya'ya sefer açildi. Endülüs Müslüman Devletinin yardimina gönderilen bu donanma kiyi sehirlerine baskinlar düzenledi. Karsisina çikacak bir devlet olmadi. Osmanli Devleti tarihinde, akincilarin Avrupa'nin içlerine kadar akinlar düzenledigi devir bu devirdir. Venedik'i dahi bu akincilar istila edip, ta Varsova'ya kadar gittiler. 1483'de tarihin sayili deniz savaslarindan olan Sapienza Deniz Zaferi kazanildi. 1500'de Inabahti fethedildi. Koron, Modon ve Navarin kaleleri alindi.Anadolu'da basgösteren Sahkulu isyani bastirildi. Ogullarinin en kudretlisi olarak kabul ettigi Sehzade Selim'in israrli hareketleri karsisinda tahtindan ferâgat, etti. Dimetoka Sarayinda oturmak istedi ve bu maksatla yola çikti. Çok rahatsizdi. Dimetoka'ya varamadan Havsa kasabasinin Abalar köyünde vefat etti. Cenazesi kendi yaptirdigi Bayezid Camii türbesine defnedildi. 62 yasinda idi. Vefati duyulunca, en çok harp yaptigi Misir'da bile cenaze namazi kilindi. Tahta çiktiginda 2.214.000 km. kare olan Osmanli topraklarini 2.375.000 km. Kareye kardi.Veziri Azamlari (Basbakanlari): Koca Davut Pasa, Hadim Ali Pasa, Hersekzade Ahmed Pasa, Ikinci Ibrahim Pasa, Ishak Pasa ve bir yanginda ölen Mesih Pasa.Seyhülislâmlari : Molla Gürani, Molla Abdülkerim ve Zembilli Ali Efendi.Kaptan-i Deryalari : Küçük Davud Pasa,Hersekzade Ahmed Pasa, Iskender Bey, Haci Mesih Pasa, Güvegi Sinan Pasa ve Karanisanci Vezir Davud Pasa.

Silsile-i Saâdât-i Naksibandiyye'den Hâce Ubeydullah Ahrar (k.s.) Mimar Ibrahim Tennuri Kayseri, Seyh Abdullah Ilâhi, Mevlanâ Abdurrahman Câmi, Seyh Ebu'I Vefa. Kesteli,Seyh Seyyid Ahmed Neccâri, Seyh Niyazi, (Haci Halife) ve Abdullah Esref Izniki Ikinci Bayezid devrinde vefat etmis büyüklerdir.

Erkek çocuklari : Mahmud, Ahmed, Sehinsah, Yavuz Sultan Selim, Mehmed. Korkud, Abdullah, Alimsah.

Kiz Çocuklari : Aynisah, Gevher Mülük Sultan, Hatice Sultan, Selçuk ve Hüma Hatun.

YAVUZ SULTAN SELİM

Babasi . Ikinci Bayezid

Annesi . Gülbahar Hatun

Dogumu : 10 Ekim 1470

Vefati . 22 Eylül 1520

Saltanati : 1512 - 1520 (8) sene



Yavuz Sultan Selim, uzun boylu, genis omuzlu, kalin kemikli ve omuzlari arasi genis yuvarlak basli, kirmizi yüzlü ve çatik kasli,uzun biyikli yigit bir padisah idi. Sert tabiatli ve cesurdu. Bu yüzden muharebeyi Cok severdi. Kuvvetli bir ilim tahsili yapmisti. Edebiyata meraki vardi. Bir çok Farsça Siirler yazmistir.Siirleri en yüksek bir divan sâiri kadar kuvvetlidir. Genis bir kültür ve siyasete sahipti.Harpten hoslanmakla beraber Cok ince bir ruha da sahipti.Iran'a yaptigi seferde Sah Ismail'i 12 saatte perisan etti. Sah Ismail'in iki karisi da esir oldu. Ordugâhtaki hazine ve altin taht ele geçirildi. Iran'in o zamanki bassehri Tebriz'e girdi. 2500 km.lik bir yolu yürüyerek gelip böyle parlak bir zafer kazanmak tarihte esine az rastlanir seylerdendir.Adana, Gaziantep, Hatay, Urfa, Diyarbakir, Mardin, Sürt, Mus, Bingöl, Bitlis, Tunceli vilâyetlerini Osmanli topraklarina katti. Dulkadir Beyligi'ni, Musul, Kerkük ve Erbil'i Osmanli hudutlarina dahil etti. Eyyübi Melikligi'ni aldi.1516'da Misir seferine çikti. 27 Temmuz'da Ramazanogullari Beyligi'ni ilhak etti. 24 Agustos'ta Misir Memlükleri ile Mercidabik Ovasinda karsilasti. Memlükleri kesin bir sekilde maglub etti. 28 Agustos'ta Haleb'e girdi. 29 Agustos 1516'da bütün mukaddes emanetler Istanbul'a getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin tamamen fethedildi.Kendi zamanina gelinceye kadar hiçbir hükümdarin göze alamadigi bir isi yapti ki,koskoca Sina Çölü'nü 13 günde geçti. Birinci Cihan Harbinde, yeni teknigin verdigi imkânlarla bu çöl 11 günde geçilebilmistir. (Türkiye Tarihi, Yilmaz Öztuna, Hayat Yayinlari) 22 Ocak 1517'de Memlükleri Ridaniye'de tekrar yendi ve Kahire fethedildi. Yavuz, Memlük sultaninin cenazesini bizzat omuzlarinda tasidi.Kahire'nin fethinden sonra Istanbul'a gelen Misir ulemâsi ile, Türk ulemâsi Yavuz'un halife olmasini kararlastirdi. Daha sonra Halife Üçüncü Mütevekkil Ayasofya Camiinde minbere çikarak Yavuz'un hilâfetini ilân etti. Mütevazi hükümdar, her ögün yemekte tek çesit yemek yerdi ve agaçtan tabaklar kullanirdi. 22 Eylül 1520'de Aslan Pençesi denilen bir çiban sebebi ile vefat etti. Hayatinin son dakikalarinda Yasin-i Serif okuyordu. Oglu Kanüni Süleyman, Fatih Cami'inde namazini kildiktan sonra, Sultan Selim Cami avlusundaki türbeye defnettirdi. (Allah rahmet eylesin.)Tahti devraldiginda 2.375.000 km. kare olan Osmanli topraklarini 6.557.000 km. kareye çikarmistir. Bu büyük fütuhati ise sadece 4 seneye sigdirmistir.Mevahib sahibi Seyh Imam Ahmed Kastalâni, Emir Buhâri ve Reisü'I Hattâtiyn Seyh Hamdullah, Yavuz Sultan Selim zamaninda vefat eden sahsiyetlerdir.

Erkek çocugu : Kanüni Sultan Süleyman.

Kiz çocugu : Hatice Sultan, Fatma Sultan, Hafsa Sultan, Sah Sultan.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN

Babasi . Yavuz Sultan Selim

Annesi . Hafsa Hatun

Dogumu : 27 Nisan 1495

&127; etati . 7 Eylül 1566

Saltanati : 1520 - 1566 (46) sene



Kanüni Sultan Süleyman, Trabzon'da dünyaya geldi. O sirada babasi orada vali idi. Babasi O'nu küçük yastan itibaren çok titiz bir sekilde yetistirmeye basladi ve emsali görülmeyen bir terbiye ve tahsil ile yetistirildi. 26 yasinda padisah oldu. Çok ciddi ve vakurdu. Teenni ile hareket ederdi. Yapacagi isler hakkinda hiç acele etmez, gayet genis düsünür ve verdigi emirden geri dönmezdi. Is basina getirecegi adamlarin kabiliyet derecelerine göre vazife verirdi. Kanüni'nin yüzü yuvarlak, gözleri elâ, kaslari arasi biraz açik, dogan burunlu, uzun boylu ve seyrek sakalli idi. Azim ve irade sahibiydi. Devri Türk hakimiyetinin kemale ulastigi bir devir olmustur.Kendisine Kanüni denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden degil, mevcut kanunlari yazdirtip çok siki bir sekilde tatbik etmesinden dolayidir. Zamaninda Ingiltere Krali . Vlll. Henri,Istanbul'a bir heyet gönderip, adalet mekanizmasinin nasil isledigini tetkik ettirerek kendi memleketine örnek almistir.Avrupâ tarihçilerinin Muhtesem Süleyman dedikleri büyük hükümdar, büyük dedesi Fatih gibi sayisiz seferlere bizzat kendisi istirak etmistir.Zamaninda cereyan eden mühim hadiselerden bazilari sunlardir :1522 senesinde Rodos'u aldi. Fransa KraIinin yardim istegini kabul ederek Alman Imparatoruna bir mektup yazdi ve Alman Imparatoru, Birinci François'i serbest birakti.1526'da Mohaç Muharebesi ile Macaristann ortadan kaldirdi. Budapeste'yi fethetti.1529'da Viyana'yi kusatti. 1532'de Avusturya seferine çikti. 1533'te Almanya ile anlasma imzalandi. 1537'de Otranto fethedildi. Ancak, Venedik Savasi sebebiyle daha sonra ordu Otranto'dan çekildi. 1543'de Estergon, Istoini ve Belgrad'i fethetti.Barbaros kardesler Akdeniz'de yenmedik donanma birakmadilar ve Kuzey Afrika'yi alarak Osmanli topraklarina bagladilar. Kirim Hanlari, Moskova'ya kadar ilerlediler.Hint Okyanusu'na donanma gönderilerek oradaki müslümanlara yardimlarda bulunuldu.Sudan ve Habesistan'da fetihler yapildi.1548'de Tebriz dördüncü defa alindi.Osmanlilarin en büyüklerinden birisi olan Muhtesem Padisah 7 Eylül 1566 günü savas meydaninda iken ahiret âlemine irtihal etti. Oanda Zigetvar kusatmasini idare ediyordu. Vefatinda 71 yasini 4 ay 10 gün geçiyordu. 46 sene padisahlik yapti. Büyük bir devlet adami ve ünlü bir sairdi. Meshur siirlerinden birisi sudur:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.

Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi.

Saltanat dedikleri bir cihân kavgasidir.

Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.

Babasindan 6.557.000 km. kare olarak devraldigi Imparatorlugun topraklarini, 14.893.000 km. kareye çikarmisti.Cenaze namazini Seyhülislâm Ebussuud Efendi ve Nakibü'I - Esraf Taskentli Muhterem Efendi kildirmistir. Süleymaniye Camii avlusundaki türbesinde gömülüdür. (Allah rahmet eylesin.)

Silsile-i Saadâd'tan Hâce Muhammed Zâhid Bedahsi (k.s.) Hazretleri, Seyh Sünbül Sinan, Ibrahim Gülseni, Seyh Hamidullah'in oglu Hattat Mustafa'Dede, Kara Davud, Beyzavi'ye hasiye yazan Seyhzade, Humayünnâme sahibi Alâaddin, Mülteka sahibi Ibrahim Halebi, Sahidi Ibrahim Dede, Ahteri sahibi Mustafa Efendi,Lügat sahibi Nimetullah Efendi, Seyh Merkez Efendi, Kirklardan Hizir Efendi ve Isbah müellifi Ibni Neciym, Kanüni devrinde yasamis ve yine o devirde vefat etmis büyüklerdir.

Erkek çocuklari : Ikinci Selim, Bayezid, Abdullah, Murad, Mehmed, Mahmud, Cihangir, Mustafa.

Kiz çocuklari : Mihrimah Sultan, Raziye Sultan.

SULTAN II. SELİM

Babasi . Kanuni Sultan Süleyman

Annesi . Hürrem Sultan

Dogumu : 28 Mays 1524

Vefati . 15 Aralik 1574

Saltanati : (1566-1574) (8) sene



Ikinci Selim, orta boylu, alni açik, mavi gözlü, ince kasli ve sarisin bir padisahti. Zamaninda cereyan eden mühim hadiselerden bazilari sunlardir :Komsu devletlerle sulh anlasmalari yapildi. Indonezya'ya denizden sefere Çikildi. Hindistan ve civarindaki müslüman hükümdarlara istekleri üzerine yardimlarda bulunuldu. Bir Türk gölü haline gelen Akdeniz'deki Kibris korsanlari, devamli devletin donanmasina ve ticaret gemilerine zarar verdiginden Kibris'in fethine karar verildi. Lala Mustafa Pasa tarafindan Kibris birbuçuk sene içinde tamamen fetholundu. Kibris'in imdadina gelen haçli donanmasi Inebahti'daki Türk donanmasini yakinca, padisah üzüntüsünden günlerce uyuyamadi. Çok kisa bir zaman sonra eski donanmadan kat kat üstün yeni bir donanma yapilip yine Akdeniz'e açildi. Bir sene içinde tam 158 gemi ile yeni donanma denize açilinca,Venedikliler sanki galip degil de maglüb bir devletmiscesine bir anlasma imzalamak mecburiyetinde kaldilar.Ayasofya Camii yeniden onarildi. Selimiye Camii o devrede insa edildi. Kirim Hanligina,Rusya seferine Çikma izni verildi ve Rusya vergiye baglandi.Tunus sehri fethedildi ve bütün Tunus, Osmanli topraklarina katildi.Ikinci Selim de babasi gibi sairdi. Saheser bir beyti :

Biz bülbül-i muhrik-i dem-i sekvayi firâkiz

Ates kesilir geçse sabâ gülsenimizden.

Son devrin ünlü sairlerinden Yahya Kemal, Ikinci Selim'in bu beyti için, Selimiye kadar güzel bir Siir, demistir.Babasindan 14.892.000 km. kare olarak devraldigi Imparatorluk topraklarini, 15.162.000 km. kare olarak birakmistir. 15 Aralik 1574 günü vefat etmis, dedesi Yavuz gibi ancak sekiz sene padisahlik yapmistir. Ayasofya'daki türbesine gömülmüstür. (Allah rahmet eylesin.)

Ebussuud Efendi, Seyh,Mehmed Âsik Efendi, Kastamonulu Seyh Saban Efendi, Birgili Mehmed Efendi, Sakâik'a zeyl yazan Âsik Çelebi ve Kinalizade Ali Efendi, Sokollu Mehmed Pasa, Ikinci Selim devrinde vefat eden büyüklerdir.

Erkek Çocuklari : Üçüncü Murad, AbdulIah, Osman, Mustafa, Süleyman, Mehmed,. Mahmud, Cihangir.

Kiz çocuklari : Fatma Sultan, Sah .Sultan,Cevherhan Sultan, Esma Sultan.