10 Şubat 2014 Pazartesi

Yenilmez Savaşçı Bozkurt Kül-Tigin

 M.S 710 Göktürk budusunun doğusunda isyanlar başlamış,isyancılar yakın çevresindeki kavimleri de kışkırtarak güçlü bir ordu kurmuştu.
İsyancılar Bilge Kağan'a bir elçi yolladılar.Elçi Bilge Kağan'a bunları iletti;
("Güçlü bir ordu kurduk.Bizim bulunduğumuz toprakları bize iade ederseniz üstünüze yürümekten vzageçeriz.")

Herhangi bir milletin hükümdarına yazılmış mektup değildi bu...Türk'ün Başbuğu'na Göktürk Kağanı'na yazılmıştı.
Göktürk başbuğunun düşmandan korkup da toprak verdiği ne görülmüş,ne de duyulmuş bir şeydi.
Toprak anadır,atadır,namustur,töredir.Türk toprak vermez alırdı! 
Mektup cevapsız kalmadı,yazdırdı Bilge Kağan bir satırlık mektup;
Şöyle dedi;

"Bir bak tarihe,Türk'e baş kaldıranların sonu ne olmuş!"

Yolladılar elçiyi versin mektubu diye,açıp okundu mektup ve buz kesildi isyancıların otağı.
Bilge Kağan'ın tek satırlık mektubu isyancıları isyandan vazgeçirecek noktaya getirmişti,lakin o kadar hazırlıktan sonra geri dönmek de olmazdı.
Mektuptan 2 hafta sonra Sanga dağının eteklerinde,bozkırın büyüleyici yeşil zemini üzerinde Göktürkler ile isyancılar karşı karşıya geldiler,sayıları hemen hemen aynıydı.7 bin Göktürk'lü 9 bin isyancıya karşı.
Başka bölgelerden de devamlı isyan çıkarıp buduna akın edildiğinden,Bilge Kağan ordunun tamamını getirmemişti muharebeye.
Kül-Tiğin ak tenli atı ile Kağan'ın sağında duruyordu,buyruk verildiğinde düşmana atıyla ilk koşan oydu, ok fırlattığında her seferinde sadağından ok almak zorunda olmasın diye 5'er 5'er alıyordu.
3 saniyede bir ok atıyor,her fırlattığı ok bir isyancıya saplanıyordu.
Sadağında ok kalmadığı zaman, uçmağa varan erlerin sadaklarını toplayıp oklamaya devam ediyordu.
Atı yaralandığında,atından inip, isyancıların atlarını palası ile yaralardı.
Düşen atların üstündeki erleri ise tamuya yollamak zor olmuyordu Kül-Tiğin için.
Ok atmadaki ustalığı kılıç kullanmada da vardı,her türlü pusatı ustaca kullanırdı Tiğin.
Fazla sürmedi savaş.
Göktürkler'in mutlak galibiyeti ile sonuçlandı.Buduna geri dönülmedi ve muharebeye yakın bir yerde çadırlar kuruldu.
Kül-Tiğin,savaş sırasında kaybettiği sadağını bulmak için geri döndü savaş meydanına.
Savaştan sağ kalan 9 isyancı ile karşılaştı Kül-Tiğin.
Yayı,oku yoktu yanında. Palasını da almamıştı yanına.
Yanında pusat olarak sadece bir hançeri vardı ancak korkmadı Tiğin; çünkü kaplandı,bozkurttu o...
Atladı birinin üzerine sapladı hançeri kalbine. Bahadırdı, yiğitti Kül-Tiğin.
Tanrı'nın verdiği güç ile 1-2-3-4-5 demeden 9'unuda yolladı tamuya Kül-Tiğin.
İstemi Kağan'ın torunu,Kutluk Kağan'ın oğlu,Bilge Kağan'ın kardeşi, Aşina soyunun Göktür Devleti'nin Prensiydi Kül-Tiğin.
Bilge Kağan'dan sadece bir yaş küçüktü. O düşmanların oyununa gelmedi, abisi Bilge Kağan'ı tahtan indirip yerine geçmeyi hiçbir zaman düşünmedi.
Türk'ü Türk'e kırdırma siyaseti Kül-Tiğin' işlemedi. O sadece Türk yok olmasın diye, Türkü yüceltmek için, Türkü yaşatmak için vardı. Savaştı,savaştı ve yine savaştı...Her şey milleti için.
Çin kaynaklarında onu "Yenilmez Savaşçı" olarak gösterdiler.

Orhun kitabelerinde de Kül-Tiğin'in elinde bir hançerle kaplan gibi atılarak 9 düşmanı biçtiğini anlatır.İslam kaynaklarında da övgüyle bahsedilen ilk Türk komutanı oldu ve batıda ("Kürteğin/Gürtegin")adıyla zikredildi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.